İş arıyorum.
Janet’le beraber Lexington Avenue’den aşağı sallanmış yürüyoruz.
Janet koluma giriyor falan...
Hava hafif ıslak.
Karşıya geçmek için kaldırımın kenarında durduk.
Zenci bir New York çöpçüsü kaldırımın kenarını süpürüyor.
Derken bize kadar geldi.
Başını kaldırdı ve bana baktı.
‘Dostum’ dedi.’Sen Raging Bull filmindeki Jake La Motta gibisin...Robert De Niro...Onun ilk filmlerindeki gibisin.İnanılmaz benziyorsun.İnan bana gençliğimde filmi seyrettiğim o akşama götürdün beni.Tıpkı osun.’
Dudağındaki sigara sona kadar gelmişti.
Süpürgesi Türkiye’deki çöpçülerin süpürgesiyle aynıydı.
Cinsellik kokan iltifat almış çirkin kadın gibi yılıştım.
Trafik lambasının ‘yürü’ ışığı yandı.
Ertesi günü gazetelerin seri ilan sayfalarını karıştırıyorum.
Bir model ajansı ilişti gözüme.
Altta bir tane daha.
Sonra bir tane daha.
Gazetede en az 15 model ajansının ilanı vardı.
‘Televizyon reklamlarında,filmlerde,bilboardlarda ve dergilerde kullanacağımız yeni yüzler arıyoruz.Kaç yaşında olduğunuz önemli değil,deneyim gerekmez.Ücretsiz hattımızdan hemen arayın.’
Bir tanesini aradım,operatör çıktı;siz adınızı ve telefon numaranızı bıraktıktan sonra otomatik olarak randevu veriyordu.
‘Robert De Niro’ dedim ve telefonumu bıraktım.
Diğer ilana geçtim.
Bir kadın açtı telefonu.
‘New York’un en büyük model ajansına hoşgeldiniz,ben Sonja,nasıl yardımcı olabilirim?’
‘İyi günler,gazetede ilanınızı gördüm ve randevu istiyorum.’
‘Bugün mü yarın mı?’
‘Yarın.’
‘Sabah,öğleden sonra?’
‘Öğleden sonra.’
’3.30?’
‘Tamam.’
‘Kişisel bilgileriniz?’
Verdim.
‘Adresi veriyorum,lütfen not edin.’
Yazdım adresi.
Broadway’de bir ofisti.
Kapı otomatik olarak açıldı zili çaldığımda.
Çok büyük ekran bir kaç tane televizyon vardı ve bir güzellik yarışmasından enstantaneler gösteriyorlardı.
Sekretere doğru ilerledim geniş odada.
Verdiği formu doldurdum ve benim gibi bekleyen 3-4 kişiyle birlikte beklemeye başladım.
Bir süre sonra bir kadın bana doğru yaklaştı.
‘Lütfen benimle gelir misiniz?
Şimdi ajansımızda küçük bir tur yapacağız,sonra sizi
görüşme odasına götüreceğim.Uygun mu?’
‘Tamam.’ dedim.
Önce makyaj odasını gezdik;büyük aynalar,aynalara çerçeve olmuş lambalar ve makyaj malzemeleriyle dolu bir odaydı.
Fotoğrafların çekildiği odaya geçtik;geniş odada uzun bir yürüme platformu ve bir sürü flaş şemsiyesi vardı.
Dinlenme odası,tuvaletler ve yönetim odası.
Görüşme odasına geldik.
Kadın kapıyı çaldı ve bana içeri geçmemi söyledi.
Girdim.
1.85 boyunda sarışın bir kadın ayakta durmuş bana gülümsüyordu.
Dünyadaki bütün doğal afetler gözümün önünden bir film şeridi gibi aktı.
Elimi sıktı ve beni koltuğa davet etti.
Nereye davet etse giderdim.
Masasında üstünde adının yazılı olduğu bir granit parçası vardı.
25 yaşlarındaydı.
O kadar güzeldi ki görüşmeyi yönetmesine izin verdim.
‘Ajansımızı seçtiğiniz için size teşekkür ederim.Deneyiminiz var mı?’
‘Evet,İstanbul’da bir ajans gözlerimi büyük bir kontak lens ve gözlük firmasının reklamlarında kullanmıştı.Büyük bilboardlar ve dergi reklamları yapmışlardı.’
‘Oh!.. bu çok güzel...Belden,önden,arkadan,tam boy ve sadece yüzünüzün olduğu fotoğraflarınız ve bu fotoğraflarınızdan oluşan bir katoloğunuz var mı?’
‘Hayır.’
‘Herşeyden önce bunu hazırlamanız gerekir.Aksi taktirde ajansımız bağlantıları kuramaz.Ama dilerseniz sizin bir kataloğunuzu hazırlayabiliriz.’
‘Bunun için size ne kadar ödeme yapmam gerekiyor?’
‘Katalogsuz hiç bir ajans sizi kabul etmez.’
‘Fotığraflarımı çekmek için kaç para istiyorsunuz?’
‘Bir kaç çeşit katalog var,size göstermeme izin verin.’
Gösterdi.
Birirnci tip katalog tek parça ve A-4 büyüklüğünde bir kağıttan ibaretti.Kaliteli kağıdın önünde ve arkasında modelin resimleri,kişisel bilgileri yeralıyordu.
Diğeri, modelin fotoğraflarından oluşan 10-15 sayfalık bir katalogdu.
En sonuncusu ise modelin diaları,CD ROM’u ve fotoğraflarını içeren komple bir paketti.
‘Fiyatları ne kadar?’
‘İlk gösterdiğim 3800 dolar,ikincisi 5800 dolar ve en son gösterdiğim 9000 dolar.’
‘Anlıyorum.’
Tam 45 saniye süren bir sessizlik oldu.
Afetin konuşmaya niyeti yoktu;tanıtımını yapmış,fiyatı söylemiş ve susmuştu.
İyi bir satıcıydı.
Hamlesini benim cevabıma göre şekillendirecekti.
‘Düzenli olarak seviştiğin biri var mı?’ dedim.
‘Neden?’ dedi.Hiç şaşırmamıştı.Gözlerini kıstı.
‘O kadar güzelsinki seni burnunu karıştırırken ya da çöpü dışarıya çıkartırken hayal edemiyorum.’
‘Buraya neden geldin?..’diye sordu gözlerini kısmaya devam ederek.‘Gazete ilanını gördün,randevu aldın ve geldin.Neden?’
‘Neden yaptığını ancak yaptıktan sonra anladığın zamanki ruh halini hatırlıyor musun?’
‘İşte kartım.Kataloglarını hazırla ve yeniden randevu al.’
‘Sizinle tanışmam hafızama kazındı.’ dedim.
‘Ben de memnun oldum.’ dedi.
Görüşmenin bittiğini ve çıkmam gerektiğini hatırlatan çok nazik bir iki vücut hareketi yaptı.
Broadway`de hava puslu ve yağmurluydu.
Yağmur taneleri civa yüklüymüşler gibi metalik ve ağırdılar.
Hızla ve sertçe asfalta çarpıp parçalanıyorlardı.
42.Cadde’de sigarayı içime çekmiş üflerken sanki her zamankinden daha fazla duman çıkarıyordum.
Paltomun içine gömülüp kaldırımın sağ tarafını aldım.
©Webmaster Tuncer MANKIR Or Lavaraci