Rüku
Uykularımı bölen,gözlerimin yelkenlerini indiren günahlarım
Düşlerime kara bir delikten bakan nöbetçi melek
Arınma saatim mi geldi yine ,beni kaldırıyorsunuz
sıcak yatağımdan
Cehennemi bir memlekette ve tenha bir saatte yazınca
Tanrı’nın çeki daha mı kabarık oluyor bana verilen
Yazarsam dünyanın öbür ucundaki sevgilimin kulağına
fısıldayıp buğulu yatağında öbür yana dönmesini
sağlayabilir miyim uykusunda
Aniden aklına düşüp hıçkırıklara boğabilir miyim onu
sabah kahvaltısının ortasında
Yarım yağlı beyaz peynir ağzında yarı çiğnenmişken
Ve çayından bir yudum salya sümük...
Çimenleri çiğli bir bahar sabahı yeni uyanmış bir kuşun şarkısı
gibi sabah ezanını okuyan müezzin bitişiğimdeki kilisede
zangoç şimdi
Reddetmek benliği bir tilki gibi gülümsetir ve mütevazilik
hiç bir şeyin yoksa kendini sevdirmeni sağlayacak
dalgın bir duygu ve ağacın en sağlam dalıdır
Ey güzel göstermeye çalıştığım kişiliğimin manikürünü
yapan eli çabuk hizmetçi
Dökülen kötü ve artık parçaları topla ve bana ver
Numaralayıp istifliyorum onları odamda
Bir kasanın içinde saklıyorum hiç kimse görmesin diye
Her birine kılıf yaptım yumuşak ve saygın görünen kadifeden
Ve kadifeyi tamamiyle kötü birinden satın aldım
Asla gammazlayamaz beni o çünkü iyiliğin dilini bilmiyor
©Webmaster Tuncer MANKIR Or Lavaraci