KOKUSAL İNCELEME
Kokusal incelemenin amacı,
şarabın aromalarının tespit edilmesidir. Uçucu kimyasal moleküller olan
aromalar, havada taşınır ve burnumuzca algılanırlar. Şarapta 700 farklı aromatik
bileşen mevcuttur. Kokusal incelemede, en az iki kez olmak üzere peşpeşe
tekrarlanan tahlillerle, bu aromaların yoğunluğu ve kalitesi hakkında bilgi
edinilir.
Birinci inceleme "ilk burun" olarak adlandırılır. Şarabın kadehe konulmasının
hemen ardından, burun hiç çekinmeden tamamen kadehin içine sokularak, büyük bir
dikkat ve konsantrasyonla burundan derince bir nefes alınır. Burada amaç,
şarabın içindeki son derece uçucu, çabuk ayrışarak kısa sürede kaybolan
aromaların algılanmasıdır. Bu aromalar, şarabın korunması için eklenen kükürt
dioksit kokusu ya da iyi işlenmemiş mantar kokusu gibi şarabın üretimi hakkında
bize bilgi verecek nitelikte olabilir.
İlk burunda amaç, şarabın ilk aromalarını almakken, ikinci burunda şaraptaki tüm
aromalar ortaya çıkarılmaya çalışılır. Bunun için kadeh dairevi hareketlerle
dikkatle çalkalanıp tekrar koklanır. Bu çalkalama işlemi, "şarabı açmak", bir
diğer deyişle, şarapta erimiş durumda bulunan gazların oksitlenerek açığa
çıkmasını sağlamak içindir.
Şarap üzümden yapılmış olmakla birlikte, içerdiği zengin aromatik bileşenler
sayesinde çok değişik kokulara sahiptir. Bu bileşenler şarabın kimi zaman biber,
kimi zaman vişne, tropik meyveler, badem, armut ya da çimen kokmasına neden
olur. Bu aromalar şarabın üretilmiş olduğu üzümden gelebileceği gibi,
fermentasyon sırasında ya da şarap yıllanırken de oluşabilirler.
Şarabın
aromaları üçe ayrılır. Bunlar :
Birincil aromalar:
Şarabın üretildiği farklı üzüm çeşitlerinden gelen meyvemsi aromalardır.
İkincil aromalar :
Üzüm şırasının fermentasyonu sırasında oluşan aromalardır.
Üçüncül aromalar:
Şarabın olgunlaşması ya da şişede yıllandırılması sırasında oluşan aromalardır.
Şarabın bekletildiği fıçıdan kazanılan aromalar olabilecekleri gibi, birincil
aromaların zamanla ve yavaş yavaş oksijen absorbe ederek değişmesi sonucu da
oluşabilirler. Fıçıdan gelen aromaların en tipik örnekleri arasında tereyağı,
vanilya ve kızarmış ekmek sayılabilir.
İkincil ve üçüncül aromalara "buke" (bouquet) adı verilir. Bir şarapta birincil
aromalar ne kadar güçlüyse, o şarabın bouquet'si de o denli güçlü olacaktır.
Şarap aromaları belirli gruplara ayrılabilir.
Bunlar;
Baharat kokuları ve herbal kokular (kimyon, zencefil, karanfil, karabiber, nane,
maydanoz, biberiye, soğan, vs),
Mineral kokuları (quartz, tebeşir, ıslak taş, vs.),
Çiçek kokuları (gül, menekşe, portakal çiçeği, hanımeli, vs),
Hayvansal kokular (av eti, taze et, deri, ıslak köpek derisi, keçi peyniri,
balık, amonyak vs.),
Kimyasal kokular (alkol, aseton, sirke, petrol, çürük yumurta, plastik vs.),
Meyve kokuları (kiraz, çilek, ahududu, nar, erik, şeftali, kayısı, kuru üzüm,
elma, kavun, bergamut, limon, ananas, mango, kuru incir, vs),
Reçine kokuları (çam, reçine, vs),
Yanık kokuları (duman, kızarmış ekmek, karamela, kavrulmuş kahve, vs.),
Bitkisel kokular (çimen, yeşil biber, kırmızı biber, bezelye, kuşkonmaz, kabak,
mantar, vs),
Ağaç (meşe, kuru tahta, sedir ağacı, puro kutusu, vs) kokularıdır.
Aromalar
bize, şarapların yapıldıkları üzüm çeşitleri ve şarapların yaşları hakkında
fikir verirler. Örneğin, Cabernet Sauvignon üzümünden yapılan şaraplar
genellikle frenk üzümü, sedir ağacı, kurşun kalem, tütün ve zeytin aromaları
içerirler. Muscat şarapları ise üzümün meyvemsi aromalarını çok iyi yansıtan
parfümlü şaraplardır. Sauvignon Blanc'lar, (inanılması güç ancak) kedi idrarı
aromaları ile meşhurken, Shiraz'lar yanık lastik kokabilirler. Bu aromalar,
üzümlerin yetiştiği coğrafyaya ve iklime göre farklılık gösterseler de,
şarapların genel karakteristik aromalarından söz edilebilir.
Şaraplar her zaman güzel aromalara sahip olmayabilirler. Az önce değindiğim kedi
idrarı, yanık lastik gibi kokular, ya da Bourgogne'larda sıkça rastlanan çiftlik
kokuları içerebilirler; ancak, bu kokular genellikle rahatsız edici düzeyde
olmadığı gibi, en önemlisi, hata olarak da kabul edilmezler.
Aromalar, şarabın yaşı hakkında da fikir verebilir demiştik. Genç şaraplar, daha
çok birincil aromalara sahipken, yıllandıkça daha kompleks, daha olgun aromalar
ya da bukeler kazanırlar.
Şarapta algılanan kimi kokular
hataların habercisi olabilir. Bir şarapta mantar problemi varsa, yani mantarı
enfekte olmuşsa, küf ve nem kokuları oluşur. Mantar kokusu olarak tanımlanan bu
nahoş koku, şarap açıldıktan sonra düzelmediği gibi, tam tersine gittikçe daha
da ağırlaşır. Böyle şaraplara, Fransızca mantar anlamına gelen bouchon
kelimesinden yola çıkılarak bouchonné (buşone) adı verilir. Kimi hallerde ise,
şişe ilk açıldığında mantar kokusuna yakın bir kokuyla karşılaşılır, ancak
mantarla şarap arasında sıkışmış ve kapalı kalmış havadan kaynaklanan bu koku,
şarap bardağa boşaltıldıktan sonra azalıp yokolur.
Çeşitli nedenlerle okside olmuş şaraplarda sirkeleşme başlar. Sirkemsi kokular
kazanmış bir şaraptan tamamen ümit kesilmelidir. Ancak, okside olan şaraplarda,
sirke kokularından önce daha farklı kokular ortaya çıkar: beyaz şaraplar karton
kokmaya ya da bayat kokular edinmeye başlarken kırmızılarda keskin bir domates
püresi kokusu oluşur.