ÖZ

Gölgeler gölge üstüne

Gökte yıldızlar üstüste

Bir boşluk boşluk üstünde

Bir öz var uzak özüne

 

Sözle gönülden gönüle

Gözler gül açar gönülde

Güllerin gönüllerinde

Bir öz var uzak özüne

 

Dolaşıpta dilden dile

Gezinipte elden ele

Dil ve el ile elele

Bir öz var uzak özüne

 

Gerçeğini bile bile

Çile bülbülüm hep çile

Çaresiz yerde seninle

Bir öz var uzak özüne

 

GURBET ELLERDE

Gülün açmadığı yerde

Gönül açar ölümlerde

İçinden çıkılmaz derde

Düşülür gurbet ellerde

 

Damağa iner bir perde

Tat olmaz lokum,şekerde

Bayram bir acı değerde

Yenilir gurbet ellerde

 

Güneş doğan her seherde

Hasret tüter gönüllerde

Ufuktan bir çemberde

Yaşanır gurbet ellerde

 

Kulak sıladan haberde

Hüner ordaki işlerde

Yaşasan ömür geçer de

Yaşanmaz gurbet ellerde

 

DERMAN

Düşlerden gerçeğe her adım

Yaklaştıkça uzaklaşırım

Kendimden koparım,anladım

Gerçekler benim yalanlarım

 

Kimbilir yine kaç gün daha

Gireceksin rüyalarıma

Kimbilir yine kaç gün daha

Yalanlar derman yokluğuna

 

Ne varki kalmadı dermanım

Ölesiye yaşamaktayım

Hislerle dolu her bir yanım

Altı duvar ortasındayım

 

Kimbilir yine kaç gün daha

Gün ışığı girmez odama

Kimbilir yine kaç gün daha

Bu karanlık işkence bana

ELİMDE DEGİL

Sararmış duvarlarım bir delil

Çağresizliğim hayata dail

Kararmış gözüm,faydasız mendil

Gündüze düşman geceye değil

 

Ben bende değil hayal peşinde

Uyku halinde gerçekte degıl

Ateşte değil gül bahçesınde

İnsan içinde gülmekte değil

 

Eğil düşüncem dereye eğil

Yangın içinde tepeye mehil

Isınmış damarlarım bir fitil

Kalbe uzanır cepheye değil

 

Sözüm hür değil diller hapsinde

Yaşlar gözümde kelime değil

Dilimde değil sesi derinde

İsyan kalbimde elimde değil

 

DEĞİŞEN

"Buhar değil mi tohum olan

Gökyüzünde yağmura maksat

Damla damla suyla topraktan

Tane tane çağlayan hayat

Büyüyüpte olgunlaştıktan

Sonra gelip çatan bir hasat

Mevsim mevsim yüzü değişen

Yeryüzü hep aynı nakarat"

 

Güneş ve dünya bir dönünce

Gündüz ve gece bir dönence

Anla artık gerçeği dostum

Değişen zamandır sadece

 

Bütün taşlar yerli yerince

Herşey aslında bir düzmece

Anla artık gerçeği dostum

Değişen yalandır sadece

 

Hep aynı his duygu düşünce

Yaşandı herşey bizden önce

Anla artık gerçeği dostum

Değişen yüzlerdir sadece

 

YOKSUN

Yoksun artık ah

Yoksun sen yanımda

Yanlızım şimdi

Ben anılarımla

 

Ağlayıpta yansamda yokluğuna

Boşuna gözyaşlarım hep boşuna

Biliyorum gelmezsin gelemezsin

 

Çiçekler sersemde dönüş yoluna

Hatta dünyayı yaksamda uğruna

Biliyorum dönmezsin dönemezsin

 

Yoksun artık ah

Yoksun sen yanımda

Yanlızım şimdi

Ben anılarımla

KOLAYSA

Varlığın içinde yokluğu çek

Kolayın içinde zorluğu çek

Çekte anla kendini

Adilik içinde dostluğu çek

Doluluk içinde boşluğu çek

Çek de kolaysa anla kendini

 

Karakış içinde sıcaktan kaç

Ateşler içinde soğuktan kaç

Kaç da anla kendini

Yalanlar içinde doğrudan kaç

Cevaplar içinde sorudan kaç

Kaç da kolaysa anla kendini

 

İmkansız içinde çağresiz kal

Fırsatlar içinde gayesiz kal

Kal da anla kendini

Cesaret içinde yüreksiz kal

Sokaklar içinde adressiz kal

Kalda kolaysa anla kendini

 

Bir tabut içinde kendini gör

Bir kabus içinde halini gör

Gör de anla kendini

Hainin içinde haini gör

Ellerin içinde elini gör

Görde kolaysa anla kendini

 

AĞLA

Dertler ve hüzünler sarmışken gönlünü

Bu yalan dünya korkutmuşsa gözünü

Bir gün gelir de arar olmuşsan dünü

Utanma tutma ağla hiç düşünmeden

 

Derdin eğer karşılıksız bir sevgiyse

Söylemek yada susmak çağre değilse

Birgün gelirde bedenin dar gelirse

Utanma tutma ağla hiç düşünmeden

 

Ağla ki yaşlar dökülsün gözlerinden

Bir damla yaş en güzel duygudur bazen

Başka hiçbirşey gelmiyorsa elinden

Utanma tutma ağla hiç düşünmeden

 

Günlerin çile çekmekle geçiyorsa

Hayaller bile mutluluk vermiyorsa

Artık olanlşara aklın ermiyorsa

Utanma tutma ağla hiç düşünmeden

 

Acılar üst üste seni buluyorsa

Biri bitmeden diğeri başlıyorsa

Artık dayanacak gücün kalmadıysa

Utanma tutma ağla hiç düşünmeden

 

Ağlaki yaşlar dökülsün gözlerinden

Bir damla yaş en güzel duygudur bazen

Ağlamaktan başka yoksa hiçbir çaren

Utanma tutma ağla hiç düşünmeden

 

UZAKTA
"Bir adayım ben dört yanım deniz

 Bir mesaj gibi her taraf sessiz

 Senden uzakta senden habersiz

Ah yaşanmıyor böyle Çaresiz"

 

Ufkum hep aynı dümdüz bir çizgi

Rengi değişmez bir kara mavi

Ah yüzebilsem bir gemi gibi

İnan ki gelir bulurdum seni

 

Bu sensizlik bir sürgün misali

Hayaller neyi değiştirir ki

Ah gözlerini o sözlerini

Mümkün mü sanki unutmak seni

 

Hasretim sana hasretim şimdi

Yüreğim vurgun gözlerim nemli

Ah bu ayrılık tüketti beni

İnan ki çok, çok özledim seni

 

Bir adayım ben dört yanım deniz

Bir mezar gibi her taraf sessiz

Senden uzakta senden habersiz

Ah yaşanmıyor böyle çaresiz

 

YAĞMUR DAMLASI

Geçmişten izler iç dünyamızın atlası

Yaşanmışlardır aklımızın pusulası

Düşünürsen nedir hayatın parolası

Mutlak düşünceler çekecektir iflası

 

Düşünce ki duyguların en ukalası

Bu hayat ki dertlerin nadassız tarlası

Güldürecekse seni bir yağmur damlası

Al senin olsun gökyüzünün tüm ihlası

 

UMUT GÜLLERİ

 

Tükenirse kaynağı sevincinin

Değeri kalmaz hiçbir beklentinin

Kelepçelendiği an yüreğinin

Kaybolduğu andır geleceğinin

 

Yaşanan ilk  bahardır mevsimlerin

Açtığı yerde umut güllerinin

Sanma ki sahibisin çiçeklerin

Sen sadece umudun nedenisin.

 

Ne dünyanınsın ne de dünya senin

Ne de bu dünyalısısın evrenin

İçinde bulunduğun gezegenin

Bal yapan misafiridir bedenin

 

YAKACAĞIM

 

Her güneş batışında kendimi yakarım

Dumanım yorganım olur

Korur beni geceden

Nereden eserse essin rüzgar

Yarar estiği kadar bana

Sana sitemim yok ama

Damla damla üstüne düşüyorsun

Dönüştürüyorsun yağmur beni

Eski çamur halime

Sevinme can yoldaşım

Yakacağım yine yanacak yüreğim

Ateşim yıldızlara yükselecek

Çökecek küllenmiş aydınlığım

Haykırdığım karanlık geceye

 

ÖLÜM ÇIĞLIKLARI

 

Karanlıklar içinden feryatlar yükselir

Bitmez ağıtlara bir yenisi eklenir

Nedir bu haykırışların sebebi nedir

Çıldırmak üzereyim titriyor ellerim

Söyleyin bu ölüm çığlıkları kimin

 

Ufacık bir el ne yazık kanlar içinde

Yığılmış cansız bedenler hepsi üst üste

Nerde şu kendini insan sayanlar nerde

Çıldırmak üzereyim titriyor ellerim

Söyleyin bu ölüm çığlıkları kimin

 

Haber yok eşten dosttan anadan babadan

Maziden bir ova mezar geriye kalan

Ne zaman bitecek bu katliam ne zaman

Çıldıracak gibiyim sızlıyor yüreğim

Söyleyin bu ölüm çığlıkları kimin

 

YETER

Biz kimiz neyiz derken

Yolumuzu kaybettik

Mutlu olmak isterken

Dünyamızı mahvettik

 

Yeter artık

Kendimizi kandırmayalım

Yalanlara aldanmayalım

Yeter artık

Bu böyle gitmez anlayalım

El ele verip anlaşalım

 

Yavaş yavaş ölüyor

Ölüyor tüm canlılar

Tarihe gömülüyor

Gömülmeyen acılar

 

Yeter artık

Suçsuz yere yaktık dünyayı

Çaldık en güzel duyguları

Yeter artık

Bitsin dinsin şu gözyaşları

Bırakın elden silahları

 

KAR YANGINI

Uyursan bir renk cümbüşü

Seni içine alacak kopacaksın aydan

Sen uyurken siyah beyaz gökyüzü

Mezar olacak bana yıldızlardan

Dayan gözlerim dayan

Az kaldı güneşin doğmasına

Dayanamazsan ölüm hayatı gerçek yalanı

Kandırarak uyandıracak uykudan

Uyumak istiyorsan bana güven

İkimizde ineceğiz bu dağdan

Yatak yapıp da hayatı kurtulacağız

Şu düşman kar yangınlarından

Birdik bir olup da yine uyanacağız bu kanlı

Gereksiz rüyadan

Hesabını soracağız daha her yanığın

Sözde medeni dünyadan

BAĞLI

Bir mavi hüzün çöktü gönlüme şimdi gün batımı

Güneş batınca anladım yazık gülün solduğunu

Bir tür hayal yıldızı sanki bağlamıştı bahtımı

Vaktiyle görememişim yazık vaktin dolduğunu

 

Gönül yandı güneş battı güneşten kopardım balı

Terkettim saraydan barkı mutluluk dünyama bağlı

 

Bahtı bağlıdır gönlümün sevgi sonudur sözümün

Hey dünya her yıl dönümün tek baharıdır ömrümün

 

Çözsem ne olur pranga vurulmuş ayaklarımı

Yapayalnız yüreğim şimdi hayallerin yorgunu

Nasıl yok sayabilir onunla yaşadıklarımı

Kurtuluşu yok aşktan yana yemiş acı vurgunu

 

Güney-kuzey doğu-batı sonunda hep yolun başı

Sanki bir kördüğüm bağı tek uca bağlanmış bahtı

 

Bahtı bağlıdır gönlümün sevgi sonudur sözümün

Hey dünya her yıl dönümün tek baharıdır ömrümün

 

İSTEDİĞİMİZ

Bir çok şey var istediğimiz

İsteyip de düşlediğimiz

Elde edebilmek için hep

Umut edip beklediğimiz

 

Bir çok şey var görmediğimiz

Görmek nedir bilmediğimiz

Bile bile gözlerimizde

Gönlümüzde gizlediğimiz

 

Çeşit çeşit renkte rengimiz

Değişir düşüncelerimiz

Ne zaman ki dengiz hepimiz

O gün bir olacak fikrimiz

 

Gerçeği görmez gözlerimiz

İnatla yalan sözlerimiz

Neden kazanıp da yeniden

Yitirmektir istediğimiz.

 

YANMIŞIM

Yaptığım bu yolda en büyük hata

Çıkmaktı en başta dümensiz yola

Her geçen gün şimdi bir başka rota

Bir sağa bir sola döner pusula

 

Bir deli rüzgara kapılmışım ben

Çivisiz boşluğa çakılmışım ben

Yanmışım yanmışım yanılmışım ben

Dost diye yılana sarılmışım ben

 

Bir daha şansıma güvenmem asla

Gelmişim oyuna ders olsun bana

Sonuçta ne kadar da engin olsa

Bu deniz aslında dört duvar bana

 

Bir dipsiz kuyuya atılmışım ben

Düşerken boşlukta ayılmışım ben

Yanmışım yanmışım yanılmışım ben

Düşmeden bin parça dağılmışım ben.

 

 

DEĞİRMEN

Değirmen misali bir meskendir bu dünya

Öğütür her doğayı un eder zamanla

Yaşanan huzur güzel bir rüyadır anla

Yitmeyecek mutluluklar ölümden sonra

 

Ateşten güneş olmazsa olmaz bu dünya

Yanışı sevipte yanlıştan yana olma

Koskoca evren içinde küçük bir nokta

Ne,nerede biliyorsan ölümden korkma

 

KAYBOLACAKLAR

Gölgenin içinde yaşanan geçici aşklar

Zemini değişken tabandan kör bakacaklar

Yeryüzünde zevkle dolaşan gölgeli aşklar

Güneşi görünce ortadan kaybolacaklar

 

Her Nisan kınaya boyanan kızıl kavaklar

Topluca renk atar sonradan yemyeşil açar

Değil mi yaprağı ağaçtan döken sonbahar

Değil mi yeniden açılan gerçek yalanlar

 

Hayal rüzgarında uçuşan dağılan tozlar

Diyardan diyara durmadan savrulacaklar

Göze hoş gelsede yansıyan ak yakamozlar

Kaynağı sönünce ortadan kaybolacaklar

 

MUHTACIM

Kahpe duygular içinde

Yanlış hayaller peşinde

Aşağlayıpta kendimi

Harcamışım yüreğimi

Unutmak istesem bile

Gücüm yok herşey nafile

Ya kalbimin esiriydim

Yada delinin biriydim

Kapılmıştım dert seline

Gelmiştim hasta haline

Gayri gülmekti ilacım

Artık bir ona muhtacım

YARIN YOK

Sevmezken kandım anlamadım

Kimseye de anlatamadım

Biliyorum hiç şansım yok

Ben kendi kendimi aldattım

Belli ki seni sevdim sandım

Belki de sen seversin sandım

Biliyorum hiç şansım yok

Ben kendi kendimi aldattım

Vurup kırdım kalbimde bir ok

Yarası kapanmaz çok zor çok

Biliyorum hiç şansım yok

Bu varız senle yarın yok

 

AK ÇİÇEĞİM

Bilmez oldum ben neyim,nerdeyim

Senin için deli divaneyim

Bir çare bul söyle çiçek yüzlüm

Hesap vermiyor kalbim neyleyim

Adımımı atsam geleceğim

Elimi uzatsam değeceğim

Hayal değil rüya değil gerçek

İnan ömür boyu seveceğim

Ak çiçeğim benim aşk çiçeğim

Seni şu kalbime dikeceğim

Göz bebeğim sana söz bebeğim

Can var olsun seni seveceğim

ÜSTÜNLÜK

Hiçbir kimse iyi veya kötü değildir

İyi kötü olan yalnız düşüncelerdir

Duygular akla akıl hayata yön verir

Üstünlük seçende değil seçtirendedir

 

Bu koca dünya bir avuç yüreğindedir

Aşk kaynağı bu kör kuyunun dibindedir

Eğer bir şey imkansızsa elden ne gelir

Üstünlük sevende değil sevdirendedir

 

ŞU AN

Hayat sana dün doğdun

Bugün yaşıyorsun yarın öleceksin diye

Yalan söylüyor inanma büyüdün anla

Dün vardın bugünde varsın yarın da...

Ve anla dünün öncesinde ve

Yarının sonrasında

Bir sen varsın ikisinin ortasında

Ve anla beş zaman arasında

Kesişmesiz bir bağ kurma imkansızlığında

Gerçek hayat tüm zamanların varlığında

Ve üç zamanın yokluğunda

Ve anla yaşadığın için yok say kendini

Gerçek hayattan

Yani anla şu an yokluğun yalan

 

ATATÜRKE MEKTUP

Mavi bakışlarından gönlüme güneş doğar

Bir karanlık pencere bin bir hislerle dolar 

Nasıl anlatsam sana fikrim üşümez donar

Aydınlığın içinde düğüm düğüm duygular

 

Yüreğim deniz ve gözlerim bulutlar kadar

Yanağım gök ve yüzümde şimşek gibi tokatlar

Daha ne kadar sürecekse bu sağnak yağmurlar

Benim için o kadar gözyaşı ve hüzün var

BEKLEYEN

İp ucu için bulmalı izi

İzi kullanıp çözmeli gizi

Çözüm içinde bekleyen bizi

Ölümdür hayatın son çilesi

 

Konuştur doğa denen dilsizi

Toprak altından gelen filizi

Onun sesinde bekleyen bizi

Ölümdür hayatın son çilesi

 

Ömür denilen yaşam denizi

Derinliği yutmuş hepimizi

Su yüzeyinde bekleyen bizi

Ölümdür hayatın son çilesi

 

NİHAYET

Göz baktığını görmüyor hayret

Bu nasıl uyku bu nasıl gaflet

Göze söz geçmiyorsa nihayet

Ölümdür hayatın son çilesi

Yanlış doğruyu bulursa şayet

İnsan oğludur yanılır elbet

Akla söz geçmiyorsa nihayet

Ölümdür hayatın son sınavı

İster kabullen ister inkar et

Her başlangıç bir sona işaret

Kalbe söz geçmiyorsa nihayet

Ölümdür hayatın son çilesi

SINAV

Gül ile bülbül çileye sembol

Varmı edebilen aşkı kontrol

Sen yeterki bir kalbe sahip ol

Kalplerin sınavıdır bu hayat

Akıl sahibinin kudreti bol

Oku fikir al düşünceyle dol

Sen yine istediğin gibi ol

Düşünce sınavıdır bu hayat

Dönüşü yok hayat tek yönlü yol

Belki uzun belki kısa bir rol

Lakin sonuçta ne olursan ol

Ölümcül bir gerçektir bu hayat

 

YAZGI

Derde dert ekleyip unutturan

Teselli galibi kalpte zaman

Zamanın da sona erdiği an

Ölümdür hayatın son çilesi

Ya inandığı gibi yaşayan

Ya yaşadığı gibi inanan

Her insan göçüp gider dünyadan

Sevilmişsen ağlanır ardından

Sevilmemişsen kork bedduadan

Değişmez yazgı miras doğuştan

Ölümdür hayatın son çilesi

 

MEKTEP

Henüz seksen yaşında bir bebe

Hayat okulundaki talebe

Ey yolun başındaki göçebe

Ölümdür kaderin son sınavı

Gelenden gidenden bir tecrübe

Alıp yaptınmı hiç muhasebe

Ne diye geldik sandın mektebe

Ölümdür kaderin son sınavı

Her yeni gün yenilere gebe

Adına Azrail denen ebe

Sebep bekler en büyük sebebe

Ölümdür kaderin son sınavı

ÖRÜMCEK

Bilmez misinki bir böceğin bile

Sana hakkı geçecek

Hak verilmez alınırsa ye gitsin

Kim nereden bilecek

Haydi aç kollarını ör ağını

Senin adın örümcek

Kader ki bugün sen hayatı yarın

Ölüm seni yiyecek

MEZAR

Sanma dünyayı yöneten para

O da esir olur duygulara

Elden ele aktara aktara

Ölümdür hayatın son çilesi

Kanma rengarenk açan bahara

Tohumları uçuran rüzgara

Gör ki mezarlık dolu manzara

Ölümdür hayatın son çilesi

Zoru ne bilir düşmeyen dara

Düşenler düşünür kara kara

Mezarlar dönüşür canavara

Ölümdür hayatın son çilesi

©Webmaster Tuncer MANKIR Or Lavaraci